Sayfalar

19 Haziran 2011 Pazar

Yeşilçam Tecavüz Sahneleri



Televizyon siyah beyazken, bu ülkenin bütün insanları rol modellerini Yeşilçam’ın türlü hikayelerinde bulurdu. Delikanlılar Ayhan Işık’a, genç kızlar Belgin Doruk’a özenirdi. Bir de ailenin temeli babalar vardı. Siyah beyaz filmlerin de babaları siyah beyazdı. Yani ya iyiydiler, ya kötü. Bunların başında tabii ki Hulusi Kentmen gelir. 1950’lerde papyonu, kravatı, bembeyaz gömlekleri ve tabii en çok bilinen robdöşambrı ile Hulusi Kentmen. Yeşilçam’ın “zengin kötüdür” düsturunu bozan adamdı. Zengindi. Fabrikaları vardı; bazen paşaydı. Haysiyet sahibiydi. Yalıları, köşkleri, ille de beyaz Buick marka otomobilleri 1950 ve 60’ların zenginliğini resmederdi.

Bütün jönler ondan zılgıt yedi

Onun payladığı isimlerin haddi hesabı yok. Kartal Tibet, Ediz Hun, Engin Çağlar, Halit Akçatepe, Kemal Sunal, Tarık Akan hepsi bir baba zılgıtı yemiştir Hulusi Kentmen’den. Halk onu o kadar çok sevdi ve benimsedi ki o bizim Hulusi Beyfendimizdi. Hulusi Kentmen bir gün çekime yetişecek. Otobüs durağına gitmiş bekliyor. Birden bir taksici ani fren yapıp önünde durur, camı açar, “Yuh be o kadar zenginsin, fabrikaların, otellerin hanların var. Bir taksi tutmuyorsun” der. İyi babaların hepsi zengin değildi. Münir Özkul fakir ama mert bir babaydı. Yıkılmak üzere olan evinde çocuklarına eşine bakmak için canını verirdi. Onun babalığı hep ağlatırdı bizi filmin bir yerinde.

‘Al şu parayı kaybol ortalıktan’

Bir de kötü babalar vardır sinemamızda. Kenan Pars bunların en bilindiklerindendir. Bir kumar masasının başında ağzında sigara filmin jönüne kesik atar. Çoğunlukla filmlerde kız karakterin anlayışsız babasıdır. Kızına aşık olan fakir gence “Al şu parayı kaybol. Bir daha görmeyim seni buralarda” derken hatırlarız onu. Erol Taş unutulmazıdır Yeşilçam’ın kötü babalarının. Çoğunlukla köyün varlıklı ağasıdır ve kızını fakir gence vermemek için elinden gelen herşeyi yapar. Sezercik Yavrum Benim filminde canlandırdığı üvey baba rolüyle küçükken nefretimizi kazanmış, “üvey” kelimesine acı anlamlar yüklemiştir. Filmlerinde çizdiği kötü karakterlerden çok etkilenen bir kısım vatandaş bir gün kendisini taşlamaya başlar, Erol Taş da “bana taş değil, ekmek atıyorsunuz, ekmek” der. Daha bir çok kötü ve iyi baba vardır sinemamızda, Nubar Terziyan, Ali Şen, Hüseyin Peyda, İhsan Yüce, Ekrem Bora. Saymakla bitmez. Türk toplumunda baba figürü onlarla yüceldi. Bu yazı sayesinde kendi babamın ve bütün babaların gününü kutluyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sohbet Odası